(Naja Bertolt Jensen tarafından Unsplash’te çekilen fotoğraf) Yakıt çıkarımı, kimya tesisleri, büyük madenler ve eritme tesisleri, boru hatları ve enerji santralleri bir çevresel bedele sahip. Ancak, bunlar tam olarak ekonomimizin temelini oluşturan sektörler. Peki, ekonomik güçlerimiz için sürdürülebilir bir geleceğe nasıl gidebiliriz?
Cevap, bu sektörlerin dönüşümü ve bunu gerçekleştirmek için gerekli irade ve bilginin mevcut olması, özellikle şimdi sürdürülebilirlik ivme kazanıyor.
Bu dönüşümler nasıl görünüyor? Ekonomik anahtar oyunculardan çeşitli örnekler var.
- Rafineriler düşük emisyonlu yakıt üretimine geçiyor
- Eritme tesisleri daha temiz gaz kullanmaya geçiyor
- Yasadışı ve düzensiz madenler kapatılıyor ve daha düşük etkili tekniklerle madencilik yaparken çevre dostu ekipmanlar kullanılıyor
- Kimya tesisleri, tüm tesis alanlarında atığı azaltıyor, kirliliği, emisyonları ve tehlikeli sızıntıları keserek çevreye olan etkisini en aza indiriyor
- …
Gerçek meydan okuma, çevresel, sosyal ve ekonomik sonuçları bir şekilde dengede tutmak ve sürdürülebilirlik ilkelerini hayata geçirmektir. Ve tüm bunları, alınan herhangi bir eylemden ‘yan etkiler’ olabileceği konusunda uyanık kalmak. Bu etkileşimlerin karmaşık doğası nedeniyle, birbirimizden öğrenmek ve işbirliği içinde çalışmak başarının anahtarıdır.